Nizâm-ı âlem ve İ’lây-ı kelimetyullah

Nizâm-ı âlem ve İ’lây-ı kelimetyullah

Nizâm-ı âlem ve İ’lây-ı kelimetyullah ülküsünü hiç şüphesiz Tarih sahnesine çıkan ilk Türk devleti ile başlatmak gerekir. İlk Türk devleti ile ortaya çıkan Cihan Hâkimiyeti ülküsünün hedefi Güneş’in doğduğu yerden battığı yere kadar” her tarafı Türk idaresi altına almak dünyaya Türk Töresi ile nizam vermek, barış ve adalet getirmek yani Nizâm-ı âlem’di. “Gökyüzü çadır, güneş bayrak” diyen atamız Oğuz Han dünyanın tamamını fethetmiş bütün ulusları bayrağı altına toplamış, bir ve tek Tanrı yolunda uzun yıllar süren din savaşları yapmış “Oğullarım çok savaştım Tanrı’ya olan borcumu ödedim” demiş ve ruhunu Allah’a teslim etmişti. Demek ki hem Nizâm-ı âlem’in hem de İ’lay-ı kelimetullah ülküsünün temeli çok eski çağlara tâ Oğuz Han zamanına dayanıyordu.

Çok eski çağlardan beri milletimizde var olan Nizâm-ı âlem ve İ’lây-ı kelimetullah ülküleri Piri Türkistan Hoca Ahmed Yesevi’nin nefesiyle yeniden mayalanmış, Osmanlı’nın kuruluşunda Şeyh Edebali’nin nefesi ile filizlenmiş Hacı Bayram-ı Veli ve Akşemseddin hazretlerinin elinde Nizâm-ı âlem’e dönüşmüş; “Nizâm-ı âlem için karındaşların dahi katli vaciptir, ekser ulemâ böyle tecviz etmiştir” diyen Fatih Sultan Mehmed zamanında Kanunnâmelere girmiş ve devletin resmi ideolojisi olmuştur.